Yazar: Kristian Stemmler
Çeviren: Talya Çervatoğlu
Düzenleyen: Utku Çavuşoğlu
Doğu Almanya’daki eyalet seçimleri öncesi: “DDR (Doğu Almanya) insan hakları savunucuları” BSW’ye karşı kampanya yürütüyor. BSW suçlamaları reddediyor. Anket sonuçları göz önüne alındığında bu durum şaşırtıcı değil: Saksonya, Thüringen ve Brandenburg’daki eyalet seçimlerine birkaç hafta kala Bündnis Sahra Wagenknecht’e (BSW) (Sahra Wagenknecht İttifakı) yönelik saldırılar artıyor. Saldırıların odağı: Partinin Rusya-Ukrayna savaşına yönelik tutumu. İlk olarak eski “DDR insan hakları savunucuları” Pazar günü açık bir mektupla Wagenknecht’i “Rus yalanlarını” yaymakla itham ettiler. Çarşamba günü mektubun imzacılarından biri olan ‘Stasi Dairesi’ eski başkanı Marianne Bithler, Tagesspiegel gazetesinde BSW’nin Kremlin propagandası yaptığını söyledi. Aynı gün BSW’nin dış politika uzmanı Sevim Dağdelen, Berliner Zeitung’da bu suçlamaları reddetti.
BSW’nin seçimlerin yapılacağı üç eyalette birden anket sonuçlarında iki haneli değerlere ulaşması, politik rakiplerini tedirgin etti. Gerçekten parti şu sıralar Saksonya’da yüzde 15 ile AfD ve CDU’nun ardından üçüncü sırada geliyor ve SPD ile Bündnis 90/Die Grüne’nin (Yeşiller) (her biri yüzde 6) oldukça önünde yer alıyor. Thüringen’de de BSW üçüncü sırada ve yüzde 21 ile neredeyse CDU (yüzde 23) ile aynı seviyede. Brandenburg’da ise yüzde 17 ile neredeyse CDU (18) ve SPD’ye (19) yetişti.
Bu değerler, tarihçi Ilko-Sascha Kowalczuk’un Pazar günü X’te yayınladığı, ‘DDR’deki Sivil Hareket üyeleri tarafından yapılan ‘sözel açıklamanın’ ardındaki motivasyon olabilir. Beceriksizce kaleme alınmış metinde, BSW’nin, “faşist olduğunu iddia ettikleri Ukrayna hakkında, hiçbir yaptırım görmeden yalanlar yaymasına müsaade edildiği” söyleniyor. Parti Kurucusu Wagenknecht’in, “Kremlin’den gelen dezenformasyonu” ve “…yalanları” eleştirel bir süzgeçten geçirmeden benimsediği ifade ediliyor. CDU’nun “böylesi yalancılarla” koalisyona girmek isteyip istemediklerini “iyice düşünmesi” gerektiği belirtiliyor.
İmzacılardan bazıları SPD veya Yeşiller üyesi ya da en azından bu partilere yakın duruyorlar ve sırf bu sebepten BSW’nin itibarsızlaştırılması yönünde bir çıkarları var. Örneğin, çarşamba günü Tagesspiegel ile yaptığı röportajda eleştirilerini sürdüren Birthler, Bündnis 90’ın (Yeşiller) ilk üyelerinden biridir. BSW’nin hükümete katılımı konusunda uyarıda bulunarak, partinin Ukrayna’ya yönelik tutumunun “Kremlin tarafından dikte edilmiş” izlenimi bıraktığını söyledi. Wagenknecht’in dış politikadaki yaklaşımlarının “gayriciddi ve kısmen yalan olduğunu” belirtti. BSW’nin, AfD’nin yanında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i “kirli işlerinde destekleyen” ikinci bir parti olduğunu ifade etti.
Çarşamba günü Berliner Zeitung’da yayımlanan yazısında, BSW grubunun Bundestag’daki (Parlamento) dış politika sözcüsü Sevim Dağdelen, bu suçlamaları reddetti. Dağdelen, “insan hakları savunucularının” savaşı desteklemek için seferber olduklarını yazdı. Açık mektubun “önce hayali bir düşman yaratıp sonra bu düşmanı hedef alma” metoduyla hareket ettiğini söyledi. Mektupta, BSW’nin pozisyonunun “Kiev’de faşistlerin hüküm sürdüğü” yönünde olduğu iddia ediliyor. Oysa grubunun yalnızca “Stepan Bandera ile Roman Şuhevıç gibi, Nazilerle işbirliği yapan ve binlerce Yahudi, Polonyalı ve Rus’un katledilmesinin sorumlularının Ukrayna’da devlet tarafından resmen onurlandırılmasını” eleştirdiğini ifade etti.
Dağdelen, Ukrayna’nın başka nedenlerden ötürü de savaşın “demokrasiye karşı otokrasi mücadelesi” olarak yansıtılmasına uygun olmadığını belirtti. Ukrayna’da muhalefet partilerinin yasaklanmasına, basına uygulanan yoğun sansüre, Rus azınlığa yapılan ayrımcılığa ve yaygın yolsuzluğa dikkat çekti. Sivil hareketin tüm bunları görmezden gelmek istemesinin dehşet verici olduğunu söyledi. “Ukrayna’daki savaşı ne pahasına olursa olsun sürdürmek ve bu bariz olumsuz gelişmeleri sadece Rus anlatısını güçlendireceği için suskunlukla geçiştirmek, büyük bir hata olur” dedi.
Dağdelen, DDR’deki sivil hareketin mirası “Schwerter zu Pflugscharen” (Kılıçtan Sabana) (Barış için silahsızlanma, İncil) öğretisini ayaklar altına almanın “ahlaki bir iflas” olduğunu belirtti. Sadece Doğu’da değil, birçok insanın geleneksel partilerden uzaklaşmasının sebebinin, sadece Ukrayna’daki faşist Bandera kültüne dikkat çektikleri veya Ukrayna’ya yapılan cömert mali ve silah yardımlarının durdurulmasını talep ettikleri için “Putin destekçisi” olarak iftiraya uğramaktan bıkmaları olduğunu ifade etti.
Bu Makale 11 Eylül 2024 tarihinde Çeviri Gazetesi tarafından: ”https://www.jungewelt.de/artikel/481146.ddr-b%C3%BCrgerrechtler-frontalangriff-auf-wagenknecht.html” linkli web sitesinden alınarak, çevrilmiştir.