Press ESC to close

Kürtaj Evrensel Bir Haktır ve Herkesindir

Yazar: Connie Lawfull

Çeviri: Melisa Aydınlı

Düzenleme: Ulaş Selvi

Editör notu: Bu yazı 30 Haziran 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Bahsi geçen eyaletler, kanunlar ve yaptırımlar günümüzde farklılık gösterebilir.

Geçtiğimiz cuma günü, Amerika Birleşik Devletleri halkı federal düzeydeki kürtaj haklarını kaybetti. Yüksek Mahkeme, 1973 tarihli Roe v. Wade kararını altıya karşı üç oyla bozarak, her eyaletin kendi görüşüne göre kürtaja erişimi koruma, kısıtlama veya yasaklama yetkisini tanıdı.

Her ne kadar bekleniyor olsa da bu karar yıkıcı olmakla birlikte aynı zamanda da pek çoğumuz için etkileri henüz tam olarak anlaşılabilmiş değil. 27 Haziran itibarıyla, sekiz eyalette kürtaj yasağı bulunuyor; on eyalet yakında kürtajı yasaklayacak veya ciddi şekilde kısıtlayacak ve on iki eyalet ise tehdit altında. Roe-sonrası kürtaj yapma veya kürtaja yardım etme suçlarının cezaları eyaletlere göre büyük farklılıklar göstermekte olup ülke genelinde de altı aydan başlayan hapis cezası ve para cezalarının uygulanması bekleniyor. Bu bağlamda en uç örnek ise Texas; burada kürtajı başarılı bir şekilde sonlandıran herkes birinci dereceden ağır suç işlemekle suçlanacak ve azami ceza ise ömür boyu hapis olacak.

Şu anda eyalet dışına seyahat eden kadınları yargılamaya yönelik bir kürtaj yasağı yok; ancak bu tür seyahatlerin ek maliyeti birçokları, özellikle de çok genç yaşta olanlar veya dezavantajlı geçmişe sahip vatandaşlar için kürtaja erişimi imkânsız hale getirecek. Bazı eyaletlerin, hastanın kürtaj olmak için eyaletler arası geçişine yardımcı olan kişilere dava açılmasını öngören mevzuat tasarılarını gündeme almasıyla birlikte (şu ana kadar bu hususta herhangi bir başarı kaydedilemedi) eyalet dışına seyahatlerin gelecekte daha da zorlaşabileceğinden endişe ediliyor.

Gebeliklerini sürdürmek veya ebeveyn olmak istemeyen hamile vatandaşlar, şimdi bir seçimle karşı karşıya: Hamilelik ve doğum (uzun yıllar sürecek bir bakım süreci veya duygusal olarak yorucu bir evlat edinme süreci ile birlikte, vücutlarına, zihinlerine, maddi güvenliklerine ve hedeflerine kalıcı etkileri ne olursa olsun yaşamak) veya yargılanma riskiyle karşı karşıya kalmak. Ne var ki işin aslı, burada bir seçim söz konusu değil.

Birçok kişi bu durumun tecavüz ve ensest mağdurları için ne kadar korkunç olacağına dikkat çekiyor. Alabama, Arkansas, Kentucky, Louisiana, Missouri, Oklahoma, Güney Dakota, Tennessee ve Texas’taki yasakların hiçbiri böylesi durumlar için istisna tanımıyor; hatta Florida da yakında bu listeye dahil olabilir. Idaho, Mississippi ve Utah, tecavüz veya ensest mağdurları için kürtaj bakımını izin verse de bu istisna, bir resmi şikâyette bulunulması koşuluna bağlı; ne var ki cinsel saldırıya uğramış kişilerin çoğu bu yola başvurmuyor. Diğer eyaletler ise kürtaj hizmeti veren kuruluşların mağdurların iddialarının geçerliliğini nasıl belirlemeleri gerektiğini belirtmemiş. Bu da birçok kuruluşun suç işleme korkusuyla kürtaj bakımı hizmeti sağlamaktan çekineceği anlamına geliyor.

Bu çok korkunç bir durum. Tecavüz mağdurlarının tecavüzcülerinin çocuklarını doğurmaya zorlanacağı bir dünyada yaşamak beni dehşete düşürüyor. Bir fetus terminasyonunu, bu travmanın büyüklüğüyle eşit bir trajedi olarak gören ve büyük bir kısmı ABD’yi yöneten kişilerin oluşturması adeta bir kâbus. Ancak Roe v. Wade’in iptalini eleştirip travmatik vakaları merkezde tutarken dikkatli olmamızda yarar var; çünkü bu anlatı, kürtajın evrensel bir hak olması gerektiği noktasını istemeden de olsa zayıflatabilir ve böylece kendi hataları nedeniyle hamile kalan kişilerin bir şekilde daha az hak sahibi olduğu izlenimini verebilir.

Kürtaj karşıtları (Pro-lifers), henüz doğmamış çocukların yaşam haklarını savunduklarını iddia edebilirler; ancak politikaları genellikle, açıkça kabul ettiklerinin aksin, kadınların cinsel anlamda kontrol edilmesine ilişkindir (bu durumun trans erkekler ve bazı interseks ve non-binary kişiler üzerinde de etkisi olacaktır). Twitter’da veya kürtajla ilgili yorum bölümlerinde kadınların cinsel ilişkiye girdiklerinde eylemlerinin sonuçlarını kabul etmeleri gerektiğini ya da çocuk sahibi olmak istemeyen kadınların “fahişe gibi davranmamaları” gerektiğini iddia eden yaşam yanlılarını bulmak çok da zor değil.

Bu kişiler, çocuk taşımanın, doğurmanın ve çocuğa bakmanın, evlilik öncesi cinsel ilişkiye giren kadınlar için yasal ve ahlaki bir görev (belki de adil bir ceza) olduğuna inanıyorlar; tüm bunları, bu kadınlarla cinsel ilişkiye giren erkeklere herhangi bir yargılamada bulunmadan veya sonuç talep etmeden yapıyorlar. Bu tür bir retorik, kilise ve devlet ayrımının yalnızca isimden ibaret olduğu ve bozulmuş bir Hristiyanlık anlayışının siyasi düşünce üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu bir toplumu işaret ediyor.

Cinsel saldırı mağdurlarının yeterli bakım almasını savunmak elbette ki çok önemli; ne var ki cinsellik utancı mantığı içinde hamile kişilerin bazıları cinsel ilişkiye girmeyi tercih etmediği için istisna yapılmasını vurgulamak, evlilik dışı cinsel ilişkiye giren kadınların doğası gereği ahlaka aykırı olduğu inancına karşı çıkmak anlamına gelmez. Karşılıklı rızaya dayalı cinsel ilişki sırasında kullandığı doğum kontrol yöntemleri başarısız olan bir kişi, tecavüz mağduru olan biriyle aynı şekilde hamileliğini sonlandırma hakkına sahiptir; aynısı herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmayı seçmeyen biri için de geçerlidir.

Kürtaj bir haktır ve sadece hamileliğin sorumlusunun olmadığı kabul edilen kişilere tanınmamalıdır. Kürtaja erişim koşulsuz olmalıdır. Bir kişinin bedenine ne olacağı konusunda karar verme hakkına sahip olması için cinsel saldırıya uğraması gerekmemelidir. İstenmeyen bir bebeği taşıma ve doğurma zorunluluğu başlı başına travmatik bir deneyimdir; ayrıca da bedensel özerkliğin ihlali ve bir tür şiddettir.

Bu Makale 30 Ağustos 2024 tarihinde Çeviri Gazetesi tarafından: “https://thefword.org.uk/2022/06/abortion-is-a-universal-right-and-no-one-is-less-deserving/” linkli web sitesinden alınarak, çevrilmiştir.